Fan Termostat Nedir? Kültürler Arası Bir Bakış Giriş: Kültürlerin Çeşitliliği Üzerinden Teknolojiyi Anlamak Bir antropolog olarak, kültürlerin çeşitliliğini anlamak ve bu çeşitliliğin hayatın her alanına nasıl yansıdığını keşfetmek, işimizin en heyecan verici kısımlarından biridir. Gündelik yaşamın sıradan bir parçası gibi görünen objeler ve teknolojiler, aslında farklı topluluklar için sembolik anlamlar taşıyabilir ve toplumsal yapıları şekillendiren unsurlar olabilir. Bugün, belki de evimizin en temel öğelerinden biri olan, fakat çoğu zaman fark edilmeyen bir teknolojiyi keşfedeceğiz: fan termostat. Teknolojik bir cihaz gibi görünen bu basit nesne, aslında kültürler arası bir anlayış geliştirmek için oldukça zengin bir örnek sunmaktadır. Fan Termostat ve Sıcaklık:…
4 YorumKategori: Makaleler
1 Deniz Mili Ne Kadar? Haritanın Kenarında Yazılı Olan O Küçük Sır Bazen bir ölçü, birim olmaktan çıkıp bir kültüre dönüşür. “1 deniz mili ne kadar?” sorusu da böyle; yalnızca rakam değil, yüzyılların denizcilik hafızası. Bu yazıyı, rüzgârı koklayarak pusulanın iğnesine bakan herkes için, ama en çok da merak eden dostlarım için yazıyorum. Gelin, deniz milinin kökenlerini, bugünkü anlamını ve yarına uzanan izini birlikte okuyalım. Hızlı cevap: 1 deniz mili = 1.852 metre (tam olarak). Yani 1,852 km; yaklaşık 1,15078 kara mili. Kökenler: Bir Dakika Yaylık Dünya Deniz milinin büyüsü, doğrudan Dünya’nın geometrisine bağlanmasında. Haritada bir meridyen (boylam) üzerinde bir…
Yorum BırakKayıp Köy Nerede? Felsefi Bir Yolculuğun Eşiğinde Bir Filozofun Gözünden Başlangıç Köyün kaybolması, yalnızca coğrafi bir kayıp değildir; aynı zamanda anlamın, aidiyetin ve varoluşun çözülmesidir. “Kayıp köy nerede?” sorusu, bir harita sorusu değildir; bir varlık ve bilgi sorusudur. Çünkü köy, insanın ilk “biz” duygusunun, ilk topluluk bilincinin, ilk paylaşılan anlamların evidir. Onu aramak, aslında kendi köklerimizi, kendi hakikatimizi aramaktır. Etik Perspektiften: Kayıp Köyün Vicdanı Etik açıdan kayıp köy, insanın insana karşı kayıtsızlığının sembolüdür. Modern insan, köyü unuttukça, yani köklerini ve komşuluk ilişkilerini terk ettikçe, ahlaki bir yalnızlığa sürüklenir. Artık “biz”in yerine “ben” geçmiştir. Kayıp köy, kayıp vicdanın yankısıdır. Bir zamanlar…
6 YorumHıyar Özellikleri Nelerdir? Toplumsal Normlar ve Cinsiyet Rolleri Çerçevesinde Bir Analiz Toplumsal yapılar, yalnızca insanların yaşamlarını şekillendiren değil, aynı zamanda onların anlam dünyalarını da belirleyen dinamiklerdir. Bu yapılar içinde, bireylerin hangi öğeleri, nesneleri ya da kavramları nasıl anlamlandırdığına dair küçük ipuçları, bize toplumun nasıl işlediğini ve bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerini derinlemesine gösterir. Bu yazıda, bir sebze gibi sıradan görünen bir şeyin, aslında toplumsal yapılarla ne kadar iç içe olduğunu keşfedeceğiz. Hıyar, günlük hayatımızda yer eden ve genellikle mutfaklarda sıkça karşımıza çıkan bir sebze olsa da, aslında daha derin toplumsal anlamlar taşıyan bir objedir. Hıyarın özelliklerini sosyolojik bir bakış açısıyla incelemek,…
8 YorumHendese Ne Demek Din? Edebiyatın Işığında Bir Keşif Kelimenin gücü, insanın duygusal ve zihinsel dünyasında açtığı kapılarla ölçülür. Her kelime, bir anlam yığını taşır, bir yansıma yaratır, ve bu yansıma zamanla kişisel bir anlam kazanır. Edebiyat, kelimelerle, betimlemelerle, sembollerle bir gerçeklik inşa eder. Her kelimenin ardında bir tarih, bir kültür, bir duygu saklıdır. Bir kelimenin anlamı, bireylerin deneyimlerinden, zamanın etkilerinden ve mekânın izlerinden şekillenir. Hendese kelimesi de bu etkileşimlerin içine yerleşmiş, içsel ve dışsal bir anlam arayışı sunan bir terim olarak karşımıza çıkar. Peki, Hendese ne demek din? Bu soru, yalnızca bir dilsel çözümleme değil, aynı zamanda bir kültürel ve…
4 YorumBugün size bir soruyla geliyorum: “Vücutta kalsiyum eksikliği nelere sebep olur?” Cevabı yalnızca kemiklerde değil, geleceğin yaşam biçimlerinde de gizli. Belki bu yazı, sizinle birlikte bir beyin fırtınasına dönüşür. Çünkü konu sadece sağlık değil; insanlığın bedensel, zihinsel ve teknolojik evrimiyle de iç içe. Hadi birlikte düşünelim… Kalsiyum eksikliği, yalnızca kemik erimesiyle sınırlı bir sorun değil. Belki gelecekte toplumların yaşam ritmini, üretkenliğini ve hatta duygusal dayanıklılığını bile şekillendirecek. Kalsiyum Eksikliğinin Sessiz Devrimi Bugün dünyada milyonlarca insan, farkında olmadan kalsiyum eksikliğiyle yaşıyor. Bu durum, kısa vadede kas krampları ve yorgunluk gibi belirtilerle başlasa da, uzun vadede çok daha geniş bir tabloya dönüşüyor.…
4 YorumHematoloji ve Onkoloji Bölümü Neye Bakar? Ekonomi Perspektifinden İnsan Sermayesi ve Sağlık Yatırımı Bir ekonomist için her karar, sınırlı kaynaklarla yapılan bir tercihtir. Zaman, emek, sermaye ve sağlık… Bunların her biri kıt, ama yaşamsal değere sahip. Sağlığın bozulduğu bir ekonomide üretkenlik azalır, verimlilik düşer ve toplumun refahı zayıflar. Bu noktada Hematoloji ve Onkoloji Bölümü sadece bir tıp alanı değil, aslında bir ekonomik denge unsuru haline gelir. Peki, hematoloji ve onkoloji bölümü neye bakar? sorusunu yalnızca tıbbi değil, ekonomik bir çerçevede sormak mümkün değil midir? Hematoloji ve Onkoloji: İnsan Sermayesinin Finansal Sağlığı Hematoloji, kan hastalıklarını inceler; onkoloji ise kanser gibi hücresel…
Yorum BırakHangi Ürünlerden Gümrük Vergisi Alınmaz? Felsefi Bir Yaklaşım Gümrük vergisi, bir ülkenin ekonomisine etki eden ve küresel ticareti şekillendiren önemli bir araçtır. Ancak, bu verginin sınırları, sadece ekonomik kaygılarla değil, aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik açılardan da sorgulanabilir. Gümrük vergisinin alınmaması, hangi ürünlerin bu vergi yükünden muaf tutulduğuyla ilgili sorular doğurur. Gerçekten hangi ürünlerden vergi alınmaz? Bu soru, yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda moral ve felsefi bir tartışmadır. Belki de ürünlerin vergi muafiyeti, onları ulusal ya da evrensel değerlerle ilişkilendirmenin bir yoludur. Ontolojik Bir Perspektiften: Gümrük Vergisi ve Değerler Ontoloji, varlık felsefesi olarak bilinir ve varlıkların doğasını…
8 YorumGünübirlik TDK Ne Demek? Öğrenmenin Sürekliliğini Anlamanın Pedagojik Yolu “Her gün, öğrenmenin yeni bir günü olabilir.” Bir eğitimci olarak, sınıfa her girdiğimde bunu hatırlarım. Öğrenme, sadece bilgi edinmek değil; kendini yeniden keşfetme eylemidir. Günübirlik kelimesi, kulağa kısa süreli bir eylem gibi gelse de, aslında zamanın içindeki derin bir farkındalığı temsil eder. Peki “Günübirlik TDK ne demek?” sorusunun ardında sadece bir tanım mı var, yoksa yaşam boyu öğrenmeye dair bir felsefe mi gizli? Bu yazıda, bu kavramı pedagojik, bilişsel ve toplumsal boyutlarıyla birlikte ele alacağız. — TDK’ya Göre Günübirlik Ne Demek? Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre günübirlik kelimesi, “bir gün içinde…
6 YorumGözleme Hangi İlde Meşhur? Bir Sosyoloğun Kültürel Sofrasında Yolculuk Bir sosyolog olarak, sofraya yalnızca yemek değil, toplumun kendisi de oturur derim. Çünkü yemek yalnızca karın doyurmaz; kimliğimizi, aidiyetimizi ve kültürel belleğimizi taşır. “Gözleme hangi ilde meşhur?” sorusu da ilk bakışta basit bir coğrafi merak gibi görünür. Oysa bu soru, Anadolu’nun toplumsal dokusuna, kadın emeğine, kültürel sürekliliğe ve değişen üretim biçimlerine dair derin bir hikâyeyi içinde barındırır. Bu yazıda gözlemeyi yalnızca un, su ve tuzun birleştiği bir hamur olarak değil, kadın emeğinin ve toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretildiği bir “sosyal mekân” olarak inceleyeceğiz. Çünkü her gözleme, bir ilin mutfağında pişse de,…
4 Yorum